Asırlık Gelenek
Doğduğum ve bütün çocukluğumu geçirdiğim kasabanın adı "Zeytinliova". Eskiden halk arasında daha çok "Yağ Köy" adı ile anılırdı. Bir zeytin deryasının ortasındaki bu küçük Ege kasabasında yaşayan hemen herkes gibi, bizim ailemiz de nesillerdir geçimini zeytinden sağlar.
Ne zamandan beri diye soracak olursanız; Kesin bir tarih vermek zor ancak baba tarafımdan büyük dedem İbrahim Çavuş Çanakkale'de şehit düştüğünde Mehmet Dedem henüz hasat zamanı zeytin bahçelerinde emekleyen bir bebekmiş. Annemin büyük babası Hüseyin Dedem ise aynı yıllarda Yemen'de şehit olmuş. Bugün ata yadigarı olarak sahip çıktığımız zeytin bahçelerimiz ve yüzlerce yıllık zeytin ağaçları bize onlardan ve onların atalarından emanet.
İşte bu zeytin bahçeleri arasında geçirdiğim mutlu bir çocukluk ve ilk gençlik yıllarımdan sonra hayat beni önce Türkiye'nin büyük şehirlerine, sonra da Amerika'ya sürükledi. Ancak gönlüm hep Ege'de kaldı. Birgün dönüp aile işimizi hakkettiği yerlere taşımak, bu topraklardan dünyanın en iyi zeytinyağlarını üretmek benim için adeta bir vazife oldu.
"Ozelia" işte bu arzuyla eşim Olcay, benim ve Akhisar'daki aile fertlerimizin uzun, özverili ama bir o kadar da keyifli çalışmaları sonucu ortaya çıktı.
Ozelia ("Öz-el Yağ" şeklinde okunur) soyadımız Özkan ile kızlarımız Elif ve Yağmur'un isimlerinin ilk hecelerinden oluşuyor. Böyle olsun diye düşünmemiştik, ama tesadüfe bakın ki bunları birleştirince ortaya şimdi size sunmaktan gurur duyduğumuz ÖZ-EL-YAĞ çıkıyor.